Sezaryen Doğum Deneyimim: Korku, Acı ve Mucize

Hayatta bazı anlar vardır, ne kadar zaman geçerse geçsin hafızandan silinmez. İşte benim için sezaryen doğum günü tam öyle bir gündü. O günü düşündüğümde hâlâ gözlerim doluyor; çünkü hem en çok korktuğum, hem de hayatımın en güzel mucizesini yaşadığım an aynı güne sığdı. Sana baştan sona tüm yaşadıklarımı anlatacağım; belki senin de kafanda onlarca soru vardır. Ben de bu soruların hepsini yaşarken kendime sordum, şimdi tek tek cevaplayacağım.

Sezaryen doğum olmaya nasıl karar verdim?

Hamileliğimin başından beri hep “normal doğum” hayali kurmuştum. Annem hep anlatırdı, “normal doğum başka, o anı yaşamak tarif edilemez” diye. Ben de öyle olsun istiyordum. Ama işler istediğim gibi gitmedi. Son haftalarda bebeğin kilosu arttı, doktor “bebeğin başı büyük, senin kemik yapın dar, normal doğum riskli olur” dedi. O an beynimden vurulmuşa döndüm. Çünkü bütün hayalim normal doğumdu. Ama bebeğimin sağlığı her şeyden önemliydi. O yüzden istemesem de sezaryeni kabul ettim.

Normal doğum mu, sezaryen mi sorusuyla nasıl boğuştum?

İtiraf edeyim, çok zorlandım. Geceleri uyuyamıyor, kendi kendime “acaba doğru mu yapıyorum” diye soruyordum. Forumlarda annelerin yazdıklarını okudum. Kimisi “normal doğum candır” diyordu, kimisi “sezaryen olmasaydı ben de bebeğimi kaybederdim” yazıyordu. İçim parçalandı. Sonunda dedim ki, önemli olan bebeğim. Ben ne istersem isteyeyim, o sağlıklı doğsun yeter. Bu düşünceyle sezaryene razı oldum.

Doktorum neden bana sezaryen önerdi?

Doktorum çok açıktı: “Risk almak istemiyorum. Bebeğin başı pelvise sığmayabilir, doğum ilerlemezse hem sana hem bebeğe zarar gelir.” O cümle bana yeterliydi. Çünkü doktorun yüzündeki ciddiyeti gördüm. Zaten 38. haftadaydım, vücudum iyice yorulmuştu. Yani seçim değil, zorunluluktu. Mecbur sezaryen olacaktım.

Sezaryen doğumdan önce hangi testlerden geçtim?

Ameliyat öncesi bir sürü teste soktular. Kan verdim, Tansiyon ölçüldü, kalbime EKG çekildi. Bir yandan hemşireler koşturuyor, ben karnımı tutup “az kaldı bebeğim” diyordum. Doktor anestezi uzmanıyla görüştürdü. “Spinal anestezi yapacağız, yani belden aşağısını uyuşturacağız, bilincin açık olacak” dediğinde irkildim. “Her şeyi hissedecek miyim” diye sordum. “Acı duymayacaksın ama farkındalık olacak” dedi. Tüylerim diken diken oldu.

Ameliyat günü hastaneye gittiğimde neler yaşadım?

Sabah çantamı alıp eşimle hastaneye gittim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Odaya girdik, ben önlüğü giydim. Hemşireler damar yolunu açtı, serum taktılar. Annem de yanımdaydı, sürekli dua ediyordu. Ben ise gözyaşlarımı zor tutuyordum. Yıllarca hayalini kurduğum an gelmişti ama içim korkuyla doluydu. “Bebeğim sağlıklı olsun, bana bir şey olmasın” diye içimden dua ediyordum.

Sezaryen öncesi korkularım nelerdi?

En büyük korkum uyanamamak oldu. Anesteziden çıkamazsam diye aklıma yüzlerce kötü senaryo geldi. Bir de ameliyat sırasında her şeyi duyacak olmam beni çok geriyordu. Eşim elimi tuttu, “korkma, yanında olacağım” dedi ama o da titriyordu. İnsan o an gerçekten ölümle hayat arasında kalmış gibi hissediyor.

Ameliyat masasına yattığımda ne hissettim?

Ameliyathaneye girerken dizlerim titriyordu. Masaya yatırdılar, üzerime buz gibi ışıklar vuruyordu. Anestezi uzmanı belime iğneyi yaptı, bacaklarımı hissetmemeye başladım. Vücudum uyuşuyordu ama bilincim açıktı. Doktorlar kendi aralarında konuşuyordu, ben her şeyi duyuyordum. İçimden sürekli dua ettim: “Allah’ım, bebeğim sağlıklı gelsin.”

Sezaryen doğum sırasında neler hissettim, acı duydum mu?

Acı duymadım ama inanılmaz bir baskı hissettim. Sanki karnımda biri kuvvetle itiyor, çekiyor gibiydi. İçimde bir karıncalanma, bir baskı… Doktor “şimdi biraz bastıracağız” dediğinde kalbim hızlandı. Sonra bir anda boşluk hissi oldu. Sanki içimden bir parça çekildi. O an bebeğimin doğduğunu anladım.

Bebeğim doğduğunda hissettiğim duygular nelerdi?

Bir anda yüksek bir ağlama sesi duydum. O an dünyam değişti. Gözyaşlarım sel oldu. Bebeğim ağlıyordu, ben de ağlıyordum. Doktor “tebrik ederiz, sağlıklı bir oğlun oldu” dediğinde kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Hem korku, hem mutluluk, hem şükür… Tarifi yok. Hayatımda ilk kez o kadar yoğun bir duygu yaşadım.

Sezaryenden sonra ilk uyandığımda nasıldım?

Ameliyat bitmişti, beni odaya aldılar. Belden aşağısını hâlâ hissetmiyordum. Kollarım titriyordu, boğazım kupkuruydu. Eşim başımda, gözleri dolu doluydu. Bebeğimi yanımda gördüğümde içimde inanılmaz bir huzur oldu. Ama bir yandan da karnımdaki ağrı dayanılmazdı.

Ameliyat sonrası ilk günüm nasıl geçti?

İlk gün kabustu. Karnımda sanki koca bir ağırlık vardı. Dikişler zonkluyordu, ayağa kalkamıyordum. Sadece bebeğime bakıp ağlıyordum. Hem mutluluk hem acı. Hemşireler gelip gelip kontrol etti. Serum takıldı, ağrı kesiciler verildi. Ama yine de her hareketimde içim sızlıyordu.

Sezaryen sonrası ağrılarım ne kadar sürdü?

İlk üç gün çok zor geçti. Yataktan doğrulmak, gülmek, öksürmek bile işkenceydi. Ama zamanla hafifledi. Bir hafta içinde biraz rahatladım. İki hafta sonunda normal yürüyebiliyordum. Ama dikiş bölgesi aylarca hassas kaldı. O ağrı hiç unutulmaz.

Sezaryen sonrası sütüm hemen geldi mi?

En çok korktuğum şeylerden biri sütümün gelmemesiydi. İlk günlerde biraz zor oldu, çünkü vücudum yorgundu. Ama bebeğimi emzirmeye çalıştıkça sütüm gelmeye başladı. O an anladım ki, Anne bedeni mucize. Yaralı, ağrılı ama yine de bebeğine hayat veriyor.

Bebeğimi kucağıma aldığım an neler hissettim?

Ameliyat sonrası biraz kendime geldiğimde hemşire bebeğimi kucağıma verdi. O an dünya durdu sanki. Tüm acılarımı unuttum. Küçücük, mis kokulu bir mucize bana bakıyordu. Gözlerimden yaşlar aktı, kalbim dolup taştı. İşte o an dedim ki, “bu acıya, bu korkuya değer.”

Dikişlerim bana ne kadar acı verdi?

Dikişlerim ilk günler her hareketimde yandı. Tuvalete gitmek, yataktan kalkmak, bebeği kucağıma almak… Hepsi büyük mücadeleydi. Ama vücudum yavaş yavaş iyileşti. İki hafta sonra acı hafifledi, bir ay sonunda sadece hafif bir iz kaldı. Şimdi o izi gördükçe gururlanıyorum. Çünkü o iz, anneliğin izi.

Sezaryen sonrası ayağa ne zaman kalkabildim?

İlk gün ayağa kaldırmaya çalıştılar, neredeyse bayılacaktım. Ama 2. gün biraz yürüdüm. 4. günde daha rahat ayağa kalktım. Bir hafta sonunda normal yürüyordum. İlk kez bebeğimi kucağıma alarak yürüdüğümde mutluluktan ağladım. Çünkü artık güçlü bir anneydim.

Sezaryen sonrası ilk tuvalet deneyimim nasıldı?

İtiraf edeyim, en çok korktuğum şey buydu. İlk tuvaletim çok zor geçti. Dikişlerin baskısı, karnımın sancısı… Nefes nefese kaldım. Ama ilkini atlattıktan sonra rahatladım. Her şey gibi o da zamanla kolaylaştı.

Sezaryen doğum sonrası beslenmem nasıl oldu?

Doktor ilk günlerde sıvı şeyler önerdi. Çorba, yoğurt, bol su… Zaten midem hassastı, çok yiyemiyordum. Zamanla normal beslenmeye döndüm. Ama ağır yağlı şeylerden uzak durdum. Çünkü midem kaldıramıyordu. En önemlisi bol su içmekti, hem sütüm için hem iyileşmem için.

Sezaryen sonrası moralimi bozan şeyler nelerdi?

En çok “normal doğum yapamadım” diye kendimi suçladım. İnsan çevreden çok laf duyuyor. “Normal doğum başkadır” diyenler oldu. İçim ezildi. Ama sonra bebeğime bakınca her şey sustu. Çünkü sonuçta önemli olan onun sağlıklı doğmasıydı. Bu düşünce beni rahatlattı.

Sezaryen doğum sonrası psikolojik olarak neler yaşadım?

İlk haftalarda çok ağladım. Hem hormonlardan, hem acıdan, hem de annelik duygusundan. Bir yandan mutluydum, bir yandan da çok yorgundum. Bazen kendime “başarısız mıyım” dedim. Ama sonra toparlandım. Çünkü annelik mükemmellik değil, emekti. Ve ben elimden geleni yapıyordum.

Sezaryen sonrası göbeğim ve dikiş izim nasıl oldu?

Göbeğim şişti, dikiş bölgesi kızardı. Haftalarca öyle kaldı. Ama zamanla indi. İz kaldı ama artık ona sevgiyle bakıyorum. Çünkü o iz bana hayatımın en büyük mucizesini hatırlatıyor. O iz anneliğin imzası gibi.

Sezaryenden sonra eşim bana nasıl destek oldu?

Eşim yanımda olmasa bu süreci atlatamazdım. Gece bebeği kucağına aldı, bana su getirdi, pansumanlarımda yardım etti. Bazen sadece elimi tuttu, o bile bana güç verdi. O süreçte eş desteğinin ne kadar kıymetli olduğunu anladım.

Sezaryen doğumdan bir ay sonra nasıldım?

Bir ay sonra neredeyse toparlamıştım. Yürüyebiliyordum, bebeğimi rahatlıkla kucağıma alıyordum. Sütüm oturmuştu, bebeğim büyüyordu. Ben de yavaş yavaş eski enerjime dönüyordum. Tabii hâlâ dikişler hassastı ama o da zamanla geçti.

Sezaryen doğumdan bir yıl sonra hayatım nasıl değişti?

Bir yıl sonra artık iz dışında hiçbir şey kalmadı. Sağlıklıyım, bebeğim büyüdü, hayat normalleşti. O günleri hatırlayınca korkuyla karışık bir minnettarlık hissediyorum. Çünkü o gün hem çok acı çektim, hem de en büyük mutluluğumu yaşadım.

Sezaryen doğum olmayı düşünen annelere tavsiyelerim neler?

Korkma. Sezaryen kolay değil ama geçiyor. Ağrılar var, kanama riski var, moral bozukluğu var ama sonunda bebeğini kucağına almak hepsine değer. Başkasının ne dediğini boş ver. Normal ya da sezaryen… Önemli olan senin ve bebeğinin sağlığı. Ben yaşadım, sen de yaşarsan bil ki yalnız değilsin.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar