Tüp Mide Ameliyatı mı Sleeve Gastrektomi mi? ⚖️ Farklar ve Etkinlik Karşılaştırması

Obezite cerrahisi son yıllarda hem Türkiye’de hem de dünyada en çok tercih edilen tedavi yöntemlerinden biri haline gelmiştir.
Fazla kiloların sadece estetik bir problem olmadığı, kalp hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon ve uyku apnesi gibi ciddi
sağlık sorunlarına yol açtığı artık bilinen bir gerçektir. Bu noktada en sık duyduğumuz operasyon isimlerinden ikisi
tüp mide ameliyatı ve sleeve gastrektomidir.
Çoğu hasta bu iki tanımın farklı ameliyatlar olduğunu düşünse de aslında aynı cerrahiyi ifade eder.
Yine de hasta görüşmeleri, bilimsel makaleler ve günlük kullanımda farklı algılar oluştuğu için
detayları açıklamak önemlidir.

Tüp Mide ve Sleeve Gastrektomi Nedir?

Sleeve gastrektomi, laparoskopik (kapalı yöntem) ile yapılan ve midenin yaklaşık %75-80’inin çıkarıldığı cerrahi
operasyondur. Geriye muz şeklinde ince uzun bir mide bırakılır. Bu küçülmüş mide, hem porsiyon kontrolü sağlar
hem de iştah hormonu ghrelin üretimini azaltarak daha hızlı tokluk hissi oluşturur.

Tıp literatüründe “sleeve gastrektomi” adı kullanılırken, Türkiye’de ve halk arasında daha çok
tüp mide ameliyatı olarak anılır. Yani farklı bir teknikten değil, aynı ameliyatın iki ayrı
isimlendirilmesinden bahsediyoruz.

Aralarındaki Farklar Nelerdir?

Aslında tüp mide ile sleeve gastrektomi arasında cerrahi teknik açısından hiçbir fark yoktur.
Yalnızca isimlendirme farklıdır. Ancak bazı hastaların algısında şu detaylar öne çıkar:

• Tıbbi Tanım: Sleeve gastrektomi uluslararası literatürde kullanılan resmi isimdir.
• Halk Arasındaki İsim: Tüp mide, daha çok günlük hayatta tercih edilen basitleştirilmiş bir ifadedir.
• Algı Farkı: Bazı hastalar “tüp mide”yi daha modern, “sleeve gastrektomi”yi daha teknik bir işlem gibi algılayabilir.

Sonuç olarak ameliyat aynı ameliyattır. İsim farklılığı, tedavi sürecine veya başarı oranlarına
hiçbir şekilde etki etmez.

Hangisi Daha Etkili ve Kalıcı?

Kilo verme başarısı açısından tüp mide (sleeve gastrektomi) ameliyatı, obezite cerrahisinde en yüksek
başarı oranlarına sahip yöntemlerden biridir. Hastalar genellikle:

• İlk 3 ayda: 15-25 kilo kaybı,
• İlk 12 ayda: fazla kilolarının %60-70’ini,
• 18-24 ay içinde: %70-80’ini kaybeder.

Ancak burada kritik nokta, ameliyatın sadece bir başlangıç olduğudur. Hastanın diyetine,
psikolojik desteğine ve egzersiz alışkanlıklarına ne kadar uyduğu, uzun vadeli kalıcılığı belirler.
Yani cerrahi tek başına mucizevi bir çözüm değildir; yaşam tarzı değişikliği şarttır.

Avantajları ve Dezavantajları

Tüp mide (sleeve gastrektomi) ameliyatının öne çıkan avantajları:

• Bağırsakların kesilip yeniden bağlanmaması nedeniyle sindirim sistemi doğal yapısını korur.
• B12 vitamini, demir ve kalsiyum emilim bozukluğu riski gastrik bypassa göre daha düşüktür.
• Ameliyat süresi daha kısadır (yaklaşık 45-60 dakika).
• Günlük hayata dönüş süresi daha hızlıdır.

Dezavantajları ise:

• Ameliyat sonrası reflü şikayetlerinde artış görülebilir.
• Geri dönüşümsüzdür, mide bir kez küçültüldüğünde eski haline getirilemez.
• Yemek yeme alışkanlığı düzeltilmezse mide zamanla genişleyebilir.

Olası Riskler ve Komplikasyonlar

Her cerrahi girişimde olduğu gibi tüp mide (sleeve gastrektomi) ameliyatının da bazı riskleri vardır.
Bunlar arasında:

• Kanama: Operasyon sırasında veya sonrasında görülebilir.
• Kaçak: Midenin stapler hattında sızıntı oluşması ciddi bir komplikasyondur.
• Enfeksiyon: Ameliyat sonrası ateş ve karın ağrısı ile kendini gösterebilir.
• Reflü: Yemek borusuna asit kaçışı artabilir.
• Beslenme Eksiklikleri: Özellikle protein ve bazı vitaminlerde yetersizlik gelişebilir.

Deneyimli bir cerrah ve multidisipliner bir ekip tarafından yapıldığında bu riskler minimuma indirilebilir.

Hastaların En Sık Sorduğu Sorular

Tüp mide ile sleeve gastrektomi arasında fark var mı?
Hayır, aynı ameliyatı tarif eden iki farklı isimdir.

Ameliyattan sonra tekrar kilo alınır mı?
Evet, yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam devam ederse mide genişleyebilir ve kilo geri alınabilir.

Bu ameliyat kimlere önerilir?
Genellikle Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 35’in üzerinde olan ve ek hastalıkları bulunan kişilere önerilir.