Meme Büyütme Ameliyatı Deneyimim: Karar, Ameliyat Günü ve 6 Aylık Yolculuk

Meme Büyütme Ameliyatı Deneyimim: Karar, Ameliyat Günü ve 6 Aylık Yolculuk

AmeliyatMerkezi.com ekibi benden “gerçek bir kişinin deneyimi” olarak bu yazıyı istedi. Ben de meme büyütme ameliyatını bizzat yaptırmış biri olarak, karar verme aşamasından ameliyat gününe, ilk haftadan 6. aya kadar ne yaşadıysam olduğu gibi anlatıyorum. Abartı yok, eksik yok.

Okuma Süresi: 15–18 dakika

Neden Karar Verdim?

Yıllardır ertelediğim bir konuydu. Yazın mayo, kışın elbise… Üstüme ne giyersem giyeyim “bir şey eksik” hissi vardı.
Sosyal medyadaki pürüzsüz fotoğraflar değil; aynadaki halimle barışmak istedim. Bir de yakın arkadaşım yaptırdı ve özgüveni gözümün önünde değişti.
Onunla kahve içerken “Korktuğum kadar değilmiş” demesi, bende son taşı oynattı. “Ben de yapıyorum” dedim ve not defterimi açtım: Soru listesi, randevu listesi, hatta “panik olursam kendime okuyacağım cümleler” bile yazdım.

Doktor Arayışı ve İlk Muayene

Doktor seçimini Instagram fotoğraflarına bakarak değil; yüz yüze iletişim, sterilite, ekip yaklaşımı ve benzer beden ölçülerindeki hastaların sonuçlarına bakarak yaptım.
İlk muayenede doktorum aynanın karşısına geçirdi: omuz genişliği, göğüs kafesi, meme tabanı ölçüldü. “Doğal ama dolgun” dediğimde, o da “uyumlu ama iddialı” bir planla geldi.
Benim için en kritik an: kabinde sizer denemeleriydi (deneme protezleri). Dürüst olayım, ilk taktığımda kendimi film yıldızı gibi sandım; sonra aynaya üç adım geri gidip baktım, “günlük hayatta da böyle hissetmek istiyor muyum?” sorusunu sordum. Cevap: Evet, ama bedenime saygı duyarak.

Ölçümler, Simülasyon ve Beden Seçimi

Kağıt üstünde 300–350 cc arası konuşuldu. Simülasyon programında birkaç seçenek gösterdiler; ama şunu net söyleyeyim: simülasyon fikir verir, ayna karar verdirir.
Sizer denemelerinde 325 cc’yi seçtim. Bardak ölçüsü değil, meme tabanı ve dokunun esnekliği belirler; bunu anlamam biraz sürdü.
“Bir tık büyük mü yapsak?” şeytanı kulağıma çok fısıldadı. Doktorum sakince, “Zamanla aşağı inip yuvarlaklık oturunca daha dolgun görünecek, güven bana” dedi. İyi ki dinlemişim.

Protez Türü, Yerleşim ve Kesi Planı

Yuvarlak, yüksek koheziv silikon (elde dağılmayan jel) tercih edildi. Doğal duruş için dual-plane (kısmen kas altı) konuşuldu; böylece üst kutupta daha yumuşak geçiş, alt kutupta doğal dolgunluk hedeflendi.
Kesi yeri olarak meme altı kıvrımı seçildi; iz gizlenebilir, kontrolü kolay. Meme başından kesi daha görünür; koltukaltı ise benim anatomimde daha zor olacaktı.
Anestezi: genel. Drende çoğu vakada ihtiyaç olmadığını, ama gerekirse kısa süreli kalabileceğini anlattılar.

Ameliyat Öncesi Hazırlık: Ev, Çanta, Zihin

Ev hazırlığı: Omuzdan fermuarlı pijama, yüksek bel yumuşak tayt, hafif bir battaniye, yatağın başını yükseltmek için ekstra yastıklar. Mutfağa tek elle ulaşılacak şekilde su şişeleri, pipet, atıştırmalıklar.
Çanta: Dudak nemlendiricisi, powerbank, kulak tıkacı, nazik yüz mendili, yumuşak iç çamaşırı, kimlik–tetkik dosyası.
Rutin: Kan sulandırıcı yok. Bitkisel destekleri kestim. Son akşam tuz az, su bol. Sakinleşmek için kısa bir yürüyüş, ılık duş, telefon “rahatsız etme” modunda.
Kendime not: “İlk 72 saat ödem olur; panik yok. Her şey geçici.”

Ameliyat Günü Adım Adım

07:30 – Hastane girişi: İmzalar, bileklik, oda. Hemşire tansiyon ölçüyor, damar yolu açılıyor. İçimde tatlı bir heyecan. Pencereden sabah ışığı giriyor; “bugün o gün” diyorum.

08:15 – Doktor çizimleri: Ayna karşısında çizgiler, ölçüler. “Symmetry check.” Son bir kez beden seçimi teyidi. “Hazır mıyız?” “Hazırım.”

08:45 – Ameliyathaneye yürüyüş: Soğuk koridor, yoğun koku yok; ekip gülümseyerek karşılıyor. Anestezi uzmanı gözlerimin içine bakıp “Derin bir nefes” diyor. Masaya uzanıyorum. Omuzuma hafif bir örtü. Kulağımda ekip konuşmaları; sonra bir pamuk yumuşaklığı… Perde.

11:00 – Uyanma: En çok sorulan: “Çok mu acıyor?” Benim cevabım: yoğun kas ağrısı gibi. Sanki çok ağır bir antrenman yapmışım. Göğsümde sıkı bir sarılma hissi.
Hemşire “Ağrı 10’da kaç?” diyor; ben “5–6” diyorum, damar yolundan ilaç giriyor ve 15 dakika içinde 3’e düşüyor. Ağrı yönetimi doğru yapıldığında baş edilebilir.

Öğleden sonra: Küçük yudumlar su, sonra çorba. Enseme kadar yükseltilmiş yatakta yarı oturur pozisyon. İlk ayağa kalkışta baş dönmesi normal; hemşire kolumda. Akşam üzeri doktor geliyor: “Her şey plana uygun.”

İlk gece: En zor gecem buydu. Sırtüstü, 30–45° açıyla uyku. Kolları çok kaldırmamak gerekiyor. Ağrı kesici saatleri altın değerinde. Gece iki kez uyandım; nefes egzersizi yaptım, tekrar daldım.

İlk Hafta: Ağrı, Bandaj, Uyku ve Mini Zaferler

1.–3. gün: Şişlik zirvede. Göğüsler “çok yukarıda ve çok yuvarlak” görünüyor; bu normal. Beynim “büyük mü oldu?” diye fısıldıyor. Kendime not: “Drop & fluff zamanı gelecek.” Sporcu sütyeni ve bandaj hep üzerimde. Kısa yürüyüşler (ev içinde), bol su, tuz kısıtlı.

4.–5. gün: Ağrı 2–3 seviyesinde. İlk nazik duş; suyun sıcaklığı cennet gibi. Saç yıkama işi biraz komik, kollar yukarı kalkmadığı için minik taktikler geliştirdim: öne eğilip, dirseği duvara yaslamak gibi.

7. gün kontrol: Bantlar yenilendi. Doktorum aynada bana baktırıp “Bak, üst kutup inişe geçti” dedi. Fotoğraf çekip ilk günle kıyasladım: fark inanılmaz.

İlk Ay: Ödemler, “Drop & Fluff” ve Ayna Karşılaşmaları

2. hafta: Günlük tempoya yumuşak dönüş. Bilgisayar başında 30–40 dakikalık bloklar, aralarda esneme. Araba kullanmaya 10–14 gün sonra başladım (doktor onayıyla).

3.–4. hafta: “Beton göğüs” hissi yumuşuyor. Kıyafet provası yapmaya başladım; yıllardır denemediğim V yaka bluzlar. Bu arada meme başında karıncalanma/uyuşma oluyor; sinirler uyanıyor demek. Panik değil, süreç.

Doktorum masajı bana önermedi; herkesin protokolü farklıdır. “Sadece verilen talimat” kuralı: Ne söylendiyse o. İnternetteki bin farklı tavsiyeyi bir süre görmezden gelmek sinir sağlığı için şart.

Spor, İşe Dönüş ve Sosyal Hayat

İşe dönüş: Masa başı iş için 7–10 gün mantıklı. Fiziksel işlerde daha uzun. Ben 8. gün yarı zamanlı başladım, 3. haftada tam tempoya çıktım.
Spor: Alt vücut egzersizlerine 3. haftada, üst vücuda 6–8. haftadan önce dönmedim. Koşu bandı hafif tempoda 4. hafta. Şınav? Doktorum 8. haftadan önce asla dedi, dinledim.

Sosyal hayat: 2. haftadan sonra insanların fark ettiği ama “neyse ki yüzüme vurmadığı” dönem. En tatlı an: İlk elbise alışverişi. Kabinde aynaya bakıp kendi kendime gülümserken görevli “Yardımcı olayım mı?” dedi; “Yok, ben halimden çok memnunum” dedim.

İz Bakımı, Duyusal Değişiklikler ve Küçük Panikler

İzler: İlk ay pembe/kırmızı; 3.–6. ayda solarak ten rengine yaklaşır. Ben silikon bant kullandım (doktorumun önerisiyle). Güneşten kesin koruma şart; iz koyulaşmasın.
Duyusal değişiklik: Meme başında bazen fazla hassasiyet, bazen uyuşukluk; sinirler kablolar gibi, uyanmaları zaman alıyor. Bende 3. ayda dengelendi.
Küçük panikler: Sabah ödemli kalkıp “eşitsiz mi?” diye aynaya yapıştığım çok oldu. Akşam her şey normale dönüyordu. Ders: Aynaya gün içinde üç defadan fazla bakma.

Sık Sorulanlar: Keşke Biri Bana Önceden Söyleseydi

“Acı çok mu?” İlk 48 saat kas ağrısı gibi; düzenli ağrı kesiciyle yönetilebilir.

“Ne zaman doğal görünüyor?” 3.–6. haftada yumuşuyor, 3. ayda “bu benim” diyorsun; tam oturma 6. ay.

“Beden seçerken pişman olur muyum?” Sizer dene, kıyafetle bak, bir beden büyük şeytanını sustur. Oran, cc’den önemlidir.

“Sporcu sütyeni ne kadar?” Ben 6 hafta tam zamanlı, sonra gündüzleri 2–4 hafta daha kullandım.

“İş–ev düzeni?” İlk hafta yardım bir lüks değil, ihtiyaç. Evde yüksek raf, ağır tencere yok.

Kişisel Tavsiyelerim ve Küçük Anekdotlar

  • Beklenti yönet: İlk hafta “çok” gibi, ikinci hafta “hmm?”, üçüncü hafta “tamam bu” diyorsun. Zaman büyülü bir filtre.
  • Su–tuz dengesi: Ödem için hayat kurtarıcı. Su iç, tuzu kıs.
  • Not defteri: Ağrı kesici saatleri, soruların, kontrollerin… Zihni rahatlatır.
  • Kıyafet hilesi: Önü fermuarlı ve yumuşak kumaş; giyinmek 10 saniye sürsün.
  • Ayna detoksu: Gündüz ışığında, günde bir kez bak. Gece aynaları yalancıdır.

Küçük anım: İlk dışarı çıktığım gün, yıllardır sevip de giymediğim bir elbiseyi giydim. Arkadaşım “Saçına ne yaptın, yüzün parlıyor” dedi. Gülümsedim; bazen en büyük değişim, bedeninle kurduğun ilişkide oluyor.

Önemli Not

Bu metin kişisel bir deneyim paylaşımıdır; tıbbi tavsiye değildir. Her beden farklıdır. Ameliyat planı, beden seçimi, iz bakımı ve egzersiz protokolü için mutlaka sizi muayene eden cerrahın talimatlarına uyun.

📅 Yayın tarihi:

✍️ Yazar: AmeliyatMerkezi.com için deneyim yazısı

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar