Burun Estetiği : İnternette araştırma sürecim: forumlarda kim ne yazmış?

Burun estetiğine karar verme sürecimin en uzun ve en yorucu kısmı kesinlikle araştırma dönemiydi. Çünkü bir kez kafana koyduğunda internette saatlerini, günlerini harcıyorsun. Ben de öyle yaptım. O kadar çok forum, site, sosyal medya yorumu okudum ki, artık neredeyse her burun estetiği hikâyesini ezberlemiştim. Ama işin garibi, ne kadar çok okursam kafam o kadar karışıyordu. Çünkü herkes farklı şeyler yazıyordu ve hangisinin doğru olduğuna karar vermek zordu.

İlk durağım Kadınlar Kulübü oldu. Çünkü orada her konuda samimi paylaşımlar var, burun estetiği de istisna değildi. Konuyu arattığımda yüzlerce başlık çıktı. “Burun ameliyatı olanlar buraya gelsin”, “Tampon çıkarma deneyimim”, “Rinoplasti sonrası fotoğraflar” gibi onlarca konu buldum. Hepsini tek tek okudum. Kimisi çok detaylı yazmıştı, “ilk gün şişlik şöyleydi, morluklar böyleydi” diye. Kimisi sadece “ben oldum, memnunum” yazıp çıkmıştı. Ama en çok ilgimi çekenler, süreci baştan sona gün gün anlatanlar oldu. Çünkü kendimi onların yerine koyup hayal edebiliyordum.

Tabii orada da çok uç yorumlar vardı. Bir kadın “hayatımın en doğru kararı, artık aynaya gülerek bakıyorum” derken, diğer biri “asla yaptırmayın, burnum yamuk oldu, pişmanım” diyordu. Bu iki uç yorum arasında kalmak çok zor. Çünkü bir yanım inanılmaz motive oluyor, “ben de yaptırmalıyım” diyordum. Diğer yanım ise panikliyordu, “ya bende de kötü olursa?” diye. Yani forum okumak bana bilgi verdi ama aynı zamanda kafamı da çok karıştırdı.

Ekşi Sözlük’te de saatler harcadım. Oradaki yazılar biraz daha alaycı, biraz daha sertti. “Rinoplasti olacağım, hayırlı olsun” diye entry açanlar vardı. Altına onlarca kişi yorum yapıyordu. Kimisi “3 ayda anca insan içine çıkabilirsin, hazır ol” diyordu, kimisi “abartmayın, 1 haftada toparladım” diye yazıyordu. Orada da fotoğraf paylaşanlar oldu. Önce-sonra resimleri gördükçe içim daha da karışıyordu. Çünkü bazıları gerçekten harika olmuştu, yüzü bambaşka değişmişti. Ama bazıları da çok yapay görünüyordu. O fotoğrafları görünce “ya benimki de yapay olursa?” diye düşündüm.

Instagram ve YouTube da araştırma sürecimin bir parçasıydı. Özellikle YouTube’da burun estetiği günlükleri izledim. İnsanlar kamera karşısına geçip gün gün şişliklerini, morluklarını, tampon çıkarma anlarını paylaşıyordu. Bazılarının tampon çıkarılırken gözlerinden yaşlar aktı, resmen izlerken benim de gözümden yaş geldi. “Buna nasıl dayanacağım” diye düşündüm. Ama aynı zamanda çok faydalıydı, çünkü yaşayacaklarımı önceden görmek beni hazırladı.

Bir de estetik cerrahların kendi sayfaları vardı. Orada da çok fazla “önce-sonra” fotoğrafı vardı. Onlara bakmak ayrı bir dertti. Çünkü hepsi kusursuz görünüyor ama biliyorsun ki doktorlar en güzel sonuçları paylaşıyor. Kötü olanları kimse koymaz. O yüzden bu fotoğraflara çok inanmak istemedim. Ama itiraf etmem gerekirse bazen dalıp gidiyordum. “Şu kadının burnu ne kadar güzel olmuş, benimki de böyle olur mu acaba” diye hayaller kuruyordum.

Araştırma yaparken en çok dikkatimi çeken şey, herkesin sürecinin farklı olmasıydı. Kimisi “hiç ağrı çekmedim” derken, kimisi “hayatımın en acılı günleriydi” diyordu. Kimisi “tampon çıkarma hiç acımıyor” diyordu, kimisi “ölüm gibi bir şey ama kimse ölmüyor” diye yazmıştı. Bu çelişkiler beni deli etti. O yüzden şunu fark ettim: burun estetiği tamamen kişisel bir deneyim. Bir başkasının yaşadığı seninle aynı olmayacak. Ama yine de okumak insana cesaret veriyor. Çünkü en azından yalnız olmadığını görüyorsun.

Forumlarda en çok dikkat ettiğim şeylerden biri de insanların paylaştığı küçük tavsiyelerdi. Mesela “ilk gün kesinlikle çift yastıkla yatın”, “buz kompresini aksatmayın”, “burnunuza darbe almayın” gibi detaylar. Bunları not ettim. Çünkü doktorlar bazen bu kadar ayrıntı vermiyor ama ameliyatı yaşamış insanlar en gerçek bilgiyi veriyor. O yüzden forumlarda saatler harcamam aslında boşuna değildi.

Tabii bu kadar çok yorum okuyunca kafamda hayali bir burun estetiği senaryosu oluştu. Sanki ben de çoktan ameliyat olmuşum gibi “ilk gün şöyle olacak, ikinci gün böyle olacak” diye kafamda plan yaptım. Belki biraz abarttım ama insan bilmediği şeyden daha çok korkuyor. Okudukça korkularım biraz azaldı, biraz da arttı. Ama net olan bir şey vardı: artık bu ameliyatı erteleyemezdim. Çünkü okudukça gördüm ki, benim yaşadığım rahatsızlığı yaşayan binlerce insan var ve çözüm bu ameliyat.

Sonuç olarak internet araştırma sürecim bana hem fayda sağladı hem de kafamı karıştırdı. Ama en azından sürecin ne kadar bireysel olduğunu anladım. Kimi çok rahat geçiriyor, kimi daha zor. Kimi 1 haftada toparlıyor, kimi 1 ayda. Yani benim sürecim nasıl olur bilmiyordum ama en azından yaşayacaklarımın aşağı yukarı neler olacağını biliyordum. Ve belki de en önemlisi, yalnız olmadığımı hissettim. Çünkü aynı şeyleri yaşamış, aynı korkuları taşımış binlerce insan vardı. Bu da bana “ben de yapabilirim” cesareti verdi.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar