Burun Ameliyatı öncesi burnumun fotoğraflarını görmek beni nasıl etkiledi?
İtiraf edeyim, burun estetiği sürecinde en çok zorlandığım anlardan biri kendi burnumun ameliyat öncesi fotoğraflarını görmekti. Çünkü insan yıllarca aynaya bakıyor, elbette burnunun farkında ama nedense o kadar çarpıcı şekilde görmüyorsun. Ama doktorun eline fotoğraf makinesi alıp seni her açıdan çektiğinde olay bambaşka oluyor. O gün muayenede doktorum burnumun önden, profilden, alttan ve üstten olmak üzere her açıdan fotoğraflarımı çekti. O an kendimi sanki bir kimlik sorgusunda gibi hissettim. Çünkü hiçbir filtre yok, hiçbir makyaj yok, tamamen çıplak gerçeğim oradaydı.
Fotoğraflar ekrana yansıyınca bir an nefesim kesildi. Çünkü o an burnumun ne kadar yüzümün önüne geçtiğini çok net gördüm. Normalde aynaya baktığımda kendimi idare eder gibi oluyordum ama fotoğraf her şeyi acımasızca ortaya koyuyordu. Yan profilden bakınca koca bir kemer, ucu aşağıya sarkmış, yüzümle uyumsuz bir burun… Gerçekten moralim çöktü. İçimden “ben yıllardır böyle mi görünüyorum” diye sordum. Belki başkaları bu kadar dikkat etmiyordu ama ben kendi gözümde burnumun tüm yüzümü gölgelediğini o an anladım.
Özellikle gülüş fotoğrafım beni çok etkiledi. Çünkü gülerken burnumun ucu daha da aşağıya düşüyordu. O halimi görünce resmen yıkıldım. Arkadaş ortamında kahkahalar atarken bile aslında içten içe kendimle savaştığımı fark ettim. Çünkü o fotoğraf bana “evet sen gülerken mutlusun ama görüntün seni mutsuz ediyor” gerçeğini gösterdi. Bu çelişkiyi görmek insanı çok yoruyor.
Doktorum o fotoğrafları gösterdikten sonra bilgisayarda simülasyon yaptı. Burnumun olası halini yüzümde gösterdi. Yani ameliyattan sonra nasıl görünebileceğime dair bir fikir verdi. İşte o an gözlerim doldu. Çünkü o kadar farklıydı ki… Daha zarif, yüzümle daha uyumlu, sanki yıllardır hayalini kurduğum yüz ekrandaydı. İçimden “keşke şimdiden böyle olsam” dedim. O an kararım kesinleşti diyebilirim. Çünkü hayalini kurduğum şeyin gerçekten mümkün olduğunu görmek bana inanılmaz umut verdi.
Ama aynı zamanda çok büyük bir korku da hissettim. Çünkü ekrandaki burna baktıkça “ya öyle olmazsa” diye düşündüm. Sonuçta bilgisayar simülasyonu, birebir aynı olmayacak. Ama insan ister istemez ekrandakine bağlanıyor. Bunu forumlarda da çok okumuştum: “Simülasyonda başka, gerçekte başka oldu, hayal kırıklığı yaşadım” diyenler vardı. O yüzden kendimi çok kaptırmamaya çalıştım ama kolay değildi. Çünkü yıllardır burnumu değiştirmek isteyen biri için o görüntü rüya gibiydi.
Fotoğraflarımı gördükten sonra eve gidince saatlerce aynanın karşısında kendime baktım. Burnumu elimle kapatıp “böyle olsa nasıl olurdu” diye denedim. Yan profilden selfie çektim, sonra fotoğraf uygulamalarında burnumu biraz küçültüp baktım. Açıkçası biraz da takıntıya dönüştü. Ama bu takıntı aslında kararıma güç kattı. Çünkü artık kesin olarak biliyordum: mevcut burnumla mutlu değildim ve değişim istiyordum. Fotoğraflar bu farkındalığı önüme koydu.
Bir yandan da düşündüm: belki başkaları benim burnumu bu kadar sorun etmiyor. Ama mesele başkaları değil ki. Benim nasıl hissettiğim önemli. Fotoğrafta gördüğüm halim bana mutsuzluk veriyorsa, demek ki bu değişiklik bana lazım. İnsan bazen kendi iç sesini dinlemek zorunda. Ben de öyle yaptım. Annem hâlâ “kızım ne gerek var” diyordu ama fotoğraflara bakınca kendi gözlerimle gördüm ki gerek vardı. Çünkü ben kendimi öyle görmek istemiyordum.
Fotoğrafları gördükten sonra kafamda başka bir korku da belirdi: ya yeni burnum bana yakışmazsa? Çünkü bazı fotoğraflarda burnum o kadar yüzümün merkezindeydi ki, “belki de alıştığım için burnum bana ait geliyor, yeni hali yabancı hissettirecek” diye düşündüm. Ama simülasyondaki görüntü beni biraz rahatlattı. Çünkü değişiklik büyük olsa da yüzümün kimliğini bozmuyordu. Hâlâ bendim ama daha iyisiydim. Bence buradaki denge çok önemli: insan kendi yüzünden kopmamalı.
Şunu da itiraf etmeliyim: fotoğraflarımı görünce biraz öfke de hissettim. Kendime değil ama yıllardır bu burunla yaşamak zorunda kalmama. Çünkü insan gençlik yıllarında en çok dış görünüşüne takılıyor. Ben yıllarca bu burun yüzünden özgüven sorunları yaşadım. Fotoğraflar bana “neden bu kadar bekledin” sorusunu sordurdu. Ama sonra düşündüm: belki de o an hazır değildim. Şimdi hazırdım.
Sonuç olarak, ameliyat öncesi burnumun fotoğraflarını görmek benim için dönüm noktası oldu. Çünkü hayalimdeki burun ile gerçeği yan yana koydu. Bir yanda beni mutsuz eden kemerli, sarkık burun; diğer yanda yüzüme yakışacak, zarif bir burun. Bu karşılaştırma beni hem duygusal olarak çok sarstı hem de kararıma kesinlik kazandırdı. O gün eve dönerken şunu düşündüm: “Artık geri dönüş yok. Ben bu ameliyatı olacağım.” Ve gerçekten de oldum.