Tiroit (Haşimato) ile Mücadelem: Bitmeyen Yorgunluk ve Öğrendiklerim

Hayatım boyunca hep enerjik biriydim. Sabahları kalkar işe koşar, akşamları gezmeye giderdim. Ama bir gün her şey değişti. Halsizlik, kilo problemleri, saç dökülmesi… Ne olduğunu anlamadan kendimi doktor doktor gezerken buldum. Sonunda öğrendim ki yıllardır adını bile duymadığım bir hastalığım varmış: Haşimato. İşte baştan sona tiroit hastalığıyla mücadele hikâyem.

Tiroit hastalığını ilk nasıl fark ettim?

İlk başlarda çok masum başladı. Sürekli uyumak istiyordum. Sabah uyanıyor, işe gidiyor ama öğlene varmadan gözlerim kapanıyordu. Çalışırken dalıp gidiyordum. Önce yoğunluktan sandım. Ama tatilde bile aynıydım. Yeterince uyusam da dinlenmiş hissetmiyordum. İşte o an bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamaya başladım.

Sürekli halsizlik yaşamaya ne zaman başladım?

Tam net hatırlıyorum, 2021’in yazıydı. Güneşli günlerde bile içimde garip bir yorgunluk vardı. Arkadaşlarım “hadi dışarı çıkalım” diyordu, ben “yorgunum” bahanesine sığınıyordum. Aslında bahaneden öte, gerçekten kalkacak halim yoktu. Sanki vücudumun pili bitmişti. Bazen oturduğum yerde gözlerim kapanıyordu. İşte o dönem başladı bu bitmeyen halsizlik.

Kilo alıp verememek beni nasıl etkiledi?

Kilo meselesi ayrı bir kabustu. Eskiden kilo verince fark ederdi, ama bir noktadan sonra diyet yapsam da hiçbir şey olmuyordu. Üç gün aç kalsam bile tartı değişmiyordu. Üstüne üstlük kilo almaya devam ettim. Pantolonlar daraldı, aynaya bakmak istemez hale geldim. Psikolojim darmadağın oldu. “Ne yesem yarıyor” cümlesi benim hayatım oldu.

Saç dökülmesi ve cilt sorunları ilk sinyal miydi?

Evet, en çok moralimi bozan şey saç dökülmesiydi. Duşta avuç avuç saçım geliyordu. Yastık kılıfımda bile saçlarımı görüyordum. Bir de cildim kurudu, pul pul dökülmeye başladı. Önce mevsim değişikliğidir dedim. Ama sonra bunun da tiroitten olduğunu öğrendim. Yani vücudum aslında bana sinyaller veriyormuş, ben anlamıyormuşum.

Tiroit hastalığı için doktora ne zaman gitmeye karar verdim?

İşimde odaklanamıyordum, evde sürekli uyuyordum. Artık çevrem bile fark etmişti. Annem “bu normal değil, doktora git” dedi. Ben hâlâ ertelemeye çalışıyordum. Ama bir gün toplantıda resmen uyuyakaldım. İş arkadaşlarım uyandırdı. O gün karar verdim: doktora gitmeliyim.

İlk kan tahlilimde çıkan sonuçlar nelerdi?

Kan verdim, sonuçları görünce doktorun yüzü ciddileşti. TSH yüksek, T3 ve T4 düşük çıkmıştı. Yani tiroit bezim doğru düzgün çalışmıyordu. Antikor testini de yaptılar, pozitif çıktı. Doktor “Haşimato tiroiditin var” dedi. O an beynimden vurulmuşa döndüm. Çünkü adını bile bilmediğim bir hastalıkla karşı karşıyaydım.

Doktorum bana Haşimato teşhisi koyduğunda ne hissettim?

İlk duyduğumda çok korktum. Çünkü “kronik” kelimesini kullandı. “Ömür boyu sürebilir, ilaç kullanman gerekecek” dedi. Sanki hayatım karardı. Bir daha hiç normale dönemeyecekmişim gibi hissettim. Eve döndüğümde internette araştırma yaptım, daha da moralim bozuldu. Ama sonra dedim ki, panikle değil sabırla yaşayacağım.

İlaç kullanmaya nasıl başladım, zor muydu?

Doktor levotiroksin yazdı. “Her sabah aç karnına alacaksın” dedi. İlk başta çok zor geldi. Çünkü sabah kalkınca hemen kahvaltı yapmak isterdim. Ama artık önce ilaç, sonra yarım saat beklemek gerekiyordu. Alışana kadar birkaç kez unuttum, ama zamanla rutine oturdu.

İlk zamanlarda ilaçların yan etkileri oldu mu?

Evet, ilk günlerde kalp çarpıntım arttı. Elllerimde titreme oldu. “Bende bir şeyler yanlış gidiyor” diye korktum. Doktor dozu ayarladı, biraz düşürdü. Sonra düzeldi. Meğer herkesin vücudu aynı tepkiyi vermiyormuş. O yüzden doktor kontrolü çok önemliymiş.

Tiroit ilaçlarını her sabah aç karnına almak bana zor geldi mi?

İtiraf edeyim, ilk başlarda çok zorlandım. Bazen unuttum, bazen yanlış saatte içtim. Ama zamanla telefonuma alarm kurdum, alışkanlık haline geldi. Artık gözümü açar açmaz elim ilaca gidiyor. Hatta tatilde bile yanımdan ayırmıyorum.

Haşimato yüzünden psikolojik olarak neler yaşadım?

Bu Hastalık sadece bedeni değil, ruhu da yoruyor. Sürekli yorgun olunca moral de çöküyor. İnsanlar anlamıyor, “ne var bunda, biraz dinlen” diyor. Ama senin dinlenmeyle geçmiyor. Bu yüzden sık sık ağladım. Kendimi yalnız hissettim. Bazen “neden ben” diye sordum. Ama zamanla kabullendim. Şimdi kendimi suçlamıyorum, sadece daha dikkatli yaşıyorum.

Çevremdekiler bu hastalığımı anlamakta zorlandı mı?

Kesinlikle evet. Çünkü dışarıdan bakınca sağlıklı görünüyorsun. Ama içinde fırtına kopuyor. İnsanlara “çok yorgunum” dediğinde pek inanmıyorlar. “Hepimiz yoruluyoruz” diyorlar. Halbuki bu başka bir şey. Benim yaşadığım bitmeyen bir yorgunluk. Anlamayan çok oldu.

Tiroit yüzünden sosyal hayatım nasıl etkilendi?

Arkadaşlarım dışarı çıkmak istediğinde çoğu zaman “gelmiyorum” dedim. Çünkü halim olmuyordu. Bir süre sonra davet etmeyi bıraktılar. Bu da beni daha çok yalnızlaştırdı. Aslında gitmek istiyordum ama vücudum izin vermiyordu. O yüzden sosyal hayatım ciddi şekilde kısıtlandı.

Sürekli yorgunluk iş hayatımı nasıl zorladı?

İş yerinde performansım düştü. Eskiden enerjik çalışırken, artık bilgisayar başında gözlerim kapanıyordu. Toplantılarda dalıp gidiyordum. Patronum bile fark etti. Sonunda durumu açıklamak zorunda kaldım. “Tiroit hastasıyım” dediğimde şaşırdılar ama anlayış gösterdiler. Yine de işimi etkiledi.

Diyet ve beslenme düzenimde neleri değiştirmek zorunda kaldım?

Doktor “beslenme çok önemli” dedi. Önce anlamadım. Ama araştırınca gördüm ki, tiroit için yediklerin gerçekten fark yaratıyor. Fast food’u kestim, daha sağlıklı beslendim. Özellikle iyot, selenyum gibi minerallere dikkat ettim. Bazen yasaklar zorladı ama zamanla alıştım.

Glutensiz beslenmeyi denedim mi, işe yaradı mı?

Evet, bir dönem glutensiz beslenmeyi denedim. Başta çok zor geldi, ekmek ve hamur işini kesmek kolay değildi. Ama bir süre sonra fark ettim ki şişkinliğim azaldı. Kendimi daha hafif hissettim. Tamamen bırakmadım ama azaltmak bile bana iyi geldi.

Spor yaparken tiroit sorunları bana engel oldu mu?

Evet, ilk başlarda spor yapmak işkenceydi. Daha beş dakika koşmadan nefes nefese kalıyordum. Ama pes etmedim. Yavaş tempoyla yürüyüş yaptım, zamanla arttırdım. Şimdi en azından düzenli yürüyüş yapabiliyorum. Spor hem bedenime hem ruhuma iyi geldi.

Tiroit yüzünden en çok hangi şikayetlerim oldu?

Halsizlik başta olmak üzere, saç dökülmesi, cilt kuruluğu, unutkanlık, kilo problemleri… Hepsi bir arada oldu. En çok da bitmeyen yorgunluk hayatımı zorladı. Çünkü ne kadar uyursam uyuyayım geçmiyordu.

Haşimato hastalığında moralimi bozan şeyler nelerdi?

En kötüsü insanların anlamamasıydı. “Ne var canım, sen de abartıyorsun” diyenler oldu. O an çok kırıldım. Bir de her gün ilaç içmek zorunda olmak psikolojimi bozdu. Ama sonra düşündüm: “Bir ilaçla hayatımı idare edebiliyorsam şükretmeliyim.” İşte bu düşünce bana güç verdi.

İlaçlara rağmen neden bazen halsiz hissettim?

Çünkü bu Hastalık dalgalı. Bazen ilaç yetmiyor, doz ayarı gerekiyor. O yüzden kontroller çok önemli. Ben de bazı dönemlerde yine yorgun hissettim. Doktor dozu değiştirince toparladım. Yani tek çözüm sabırlı olmak ve düzenli kontrol.

Kontroller için doktora ne sıklıkla gittim?

İlk başta 3 ayda bir gittim. Sonra durumum stabil olunca 6 ayda bire düştü. Kan tahlili yapılıyor, ilaç dozu ona göre ayarlanıyor. Bazen normal, bazen yüksek çıkıyor. Yani sürekli takip şart.

Tiroit hastalığımla yaşamayı nasıl öğrendim?

Başta çok zorlandım. Ama zamanla kabullendim. Artık kendime daha çok dikkat ediyorum. Düzenli uyuyorum, beslenmeme dikkat ediyorum, ilaçlarımı aksatmıyorum. Yani bu hastalıkla yaşamayı öğrendim. Artık “neden ben” demiyorum. Çünkü hayat böyle bir şey. Elindekilerle yaşamayı bilmek lazım.

Saç dökülmesi ve cilt sorunlarım zamanla düzeldi mi?

Evet, ilaçlara başladıktan sonra saç dökülmem azaldı. Cildim de daha iyi oldu. Tamamen düzelmedi ama en azından kontrol altına girdi. Yani sabırlı olunca faydasını görüyorsun.

Tiroit sorunu eşim/ailem ile ilişkilerimi etkiledi mi?

Evet, bazen sinirli oldum, bazen hiçbir şey yapmak istemedim. Bu da ilişkilerimi zorladı. Ama eşim sabırlı davrandı, ailem destek oldu. Onların sayesinde ayakta kaldım. Yani bu süreçte destek çok önemliymiş.

Haşimato ile mücadele bana ne öğretti?

En çok sabrı öğretti. Çünkü bu Hastalık hemen geçmiyor, kronik. Sabırlı olmazsan psikolojin bozuluyor. Bir de sağlığın değerini öğretti. Küçük bir bezin bozulması bütün vücudu etkiliyor. İnsan bu sayede bedenine daha çok kıymet veriyor.

Tiroit hastalığı olanlara tavsiyelerim neler?

Öncelikle panik yapma. Bu hastalıkla yaşanıyor. İlaçlarını aksatma, düzenli kontrole git, beslenmene dikkat et. En önemlisi de moralini bozma. Çünkü stres her şeyi daha kötü yapıyor. Ben yaşadım, hâlâ yaşıyorum. Ama şunu biliyorum: yalnız değilsin. Biz çokuz ve bu mücadele birlikte daha kolay.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar