Böbrek Taşı Düşürme Maceram: Ölmeden Önce Yaşadığım En Büyük Acı

Hayatta bazı acılar vardır ya, insan yaşarken “ölsem kurtulsam” der. İşte böbrek taşı sancısı tam öyle bir şey. Daha önce doğum sancısı ile kıyaslayanlar duymuştum, abartıyorlar sanıyordum. Ama yaşayınca anladım ki, bu işin şakası yok. Böbrek taşı düşürmek, insanı çaresiz bırakıyor. Ben yaşadım, hâlâ hatırladıkça içim ürperiyor. Şimdi en başından anlatayım, belki benim hikâyem birilerine ışık olur.

İlk Belirtiler: Masum Başlangıç

Aslında her şey hafif bir bel ağrısıyla başladı. Önce çok önemsemedim. Uzun oturmaktan, klimadan falandır dedim. Birkaç gün sağ yanımda hafif bir sızı dolaştı. Bazen tuvalete çıktığımda yanma hissediyordum ama “idrar yolu enfeksiyonu” olabilir diye düşündüm. Ciddiye almadım. Ama meğer o sırada böbreğimin içinde taş sessiz sessiz büyüyormuş.

Derken bir gece… Hiç unutmuyorum, sabaha karşı dört sularıydı. Sanki içimden birisi bıçakla kazıyordu. Belimden kasığıma doğru yayılan keskin bir sancı. Uykudan fırladım. Ter içindeydim, nefes alamıyordum. Bir sağa döndüm, olmadı. Bir sola döndüm, olmadı. Ne yapsam olmuyor. O an içimden “ben ölüyorum herhalde” dedim. Gerçekten o kadar ağırdı.

Acil Servise Yol

Eşim panikle uyandı, beni o halde görünce apar topar hastaneye götürdü. Arabada kıvranıyordum. Her tümsekte ağrı beynime saplanıyordu. Direksiyona yumruk atacak gibi oluyordum. Acile vardığımızda yürüyemiyordum. İki büklüm halde içeri girdim. Hemşireye “dayanamıyorum” dedim. Hemen yatırdılar, serum taktılar, iğne vurdular. İlaç birkaç dakika içinde etkisini gösterdi, sancı biraz hafifledi ama tamamen geçmedi. Doktor geldi, “büyük ihtimalle böbrek taşı” dedi. O an beynimden vurulmuşa döndüm.

Ultrason ve Teşhis

Ultrasona girdim. Doktor ekranı gösterdi: “Bak burada, sağ böbrekte taş var, yaklaşık 5 mm.” Gözlerim doldu. “Ne olacak şimdi?” dedim. Doktor sakin sakin anlattı: “5 mm civarı taşlar genelde kendiliğinden düşer. Ama çok ağrı yapar. Bol su içeceksin, hareket edeceksin. Olmazsa müdahale gerekebilir.” İçimden “Allah’ım düşsün de kurtulayım” dedim. Çünkü o acıyı bir daha yaşamak istemiyordum.

İlk Kriz: İğneler ve Çaresizlik

O günün geri kalanı kabustu. İğne yaptılar, biraz rahatladım, sonra ağrı tekrar geldi. Sanki belimin içinde bir cam parçası geziyordu. Her dalgası kalbime saplanıyordu. Yatağın içinde kıvranıyordum. Yanımdaki hasta bana bakıp korkmuştu. “Geçecek” diyordu hemşireler ama bana hiç geçmeyecekmiş gibi geliyordu. O an anladım ki böbrek taşı, insana sabır öğreten bir bela.

Evdeki Zorlu Günler

Serumu bitirip eve gönderdiler. Yanımda ilaçlar, “günde 3 litre su iç” tavsiyesi. Eve geldim ama ağrı devam ediyordu. Gece yatağa girdim, sancı tekrar başladı. Yatakta sağa sola döndüm, olmadı. Kalktım, evi turlamaya başladım. Sancı dalga dalga geliyor, kasıktan bele vuruyordu. İnsanın bağırsakları düğümleniyor gibi. O gece sabaha kadar oturup ağladım. Sabah ezanıyla birlikte kendimi balkona attım, buz gibi su içtim. Ama fayda etmedi. O an dedim ki: “Bu taş çıkmadan ben huzur bulamayacağım.”

Bol Su, Yürüyüş ve Dua

Doktorun dediğini yaptım. Her gün litrelerce su içtim. Evde bidon gibi geziyordum. Tuvalete koştur koştur gidiyordum. Yanında limonlu su, bitki çayları, maden suyu… Ne duyduysam denedim. Komşum “maydanoz kaynat, iç” dedi, onu da yaptım. Sanki köy usulü tedaviye dönmüştüm. Ama bir yandan da sürekli yürüyordum. Çünkü hareket ettikçe taşın düşeceğini söylüyorlardı. Evde odadan odaya dolandım, merdiven inip çıktım, sokakta volta attım. Her adımda “hadi, düş artık” diye içimden dua ettim.

İkinci Kriz: Ölüm Gibi Sancı

Bir hafta sonra ikinci kriz geldi. Sabah işe gitmeye hazırlanıyordum. Bir anda belime öyle bir sancı girdi ki dizlerimin bağı çözüldü. Yere çöktüm. Eşim panikledi, hemen ambulans çağırdı. Ambulans gelene kadar kıvranıyordum. Nefes almak bile acı veriyordu. Ambulansla hastaneye gittim, yine serum, yine iğneler. Doktor baktı: “Taş hareket ediyor, kanala inmiş.” Gözlerimden yaşlar aktı. Hem sevinç hem korku. Çünkü hareket edince sancı artıyor ama bu da düşeceğine işaret.

Taşla Verilen Savaş

Günler böyle geçti. Her gün litrelerce su, sürekli yürüyüş. Bazen ağrı hafifliyor, bazen şiddetleniyordu. Tuvalette otururken sanki iğne çıkıyor gibiydi. Bir gece öyle sancılandım ki banyoda yere çöktüm, dua etmeye başladım: “Allah’ım ne olur kurtar beni.” İşte insan o an sağlığın kıymetini anlıyor. Para, iş, kariyer hiçbir şeyin önemi yok. Tek istediğin şey ağrının dinmesi oluyor.

Sonunda Düşme Anı

Ve bir gün… Sabah yine litrelerce su içmiştim. Tuvalete gittim. O an sanki bir şey koptu içimden. İdrar yaparken yanma, ardından minicik bir taş düştü. Avuç içime aldım, bakakaldım. Küçücük bir şey. Mercimekten bile küçük. Ama bana neler yaşatmıştı! Taş elimde, gözlerimden yaşlar aktı. Sevinçten ağladım. Eşime gösterdim, “bak bu canavar bana neler yaptı” dedim. O da ağladı. İnan bana, hayatımda o kadar rahatladığım bir an olmadı.

Sonrası ve Dersler

Taş düştükten sonra hayatım değişti. Ağrılar bitti, sanki yeniden doğdum. Doktora götürdüm, baktı, “geçmiş olsun” dedi. “Ama dikkat et, tekrar yapabilir” diye uyardı. O günden sonra hayatımı değiştirdim. Su içmeyi alışkanlık yaptım, tuzlu ve fazla proteinli gıdaları azalttım. Önceden hiç önemsemezdim, şimdi yanımda her zaman su şişesi taşıyorum. Çünkü o acıyı bir daha yaşamak istemiyorum.

Psikolojik Etkisi

Böbrek taşı bana sadece bedensel değil, ruhsal bir ders de verdi. O sancılar sırasında yalnız kalmak, çaresiz kıvranmak, insanın sabrını sınıyor. Gecenin üçünde uyanıp yerde kıvranırken dedim ki, “sağlık olmadan hiçbir şeyin anlamı yok.” Şimdi ufak bir ağrı olsa bile dikkate alıyorum. Eskiden umursamazdım. Artık vücudumu dinliyorum. Çünkü küçücük bir taş, koca bir hayatı altüst edebiliyor.

Son Söz

Böbrek taşı düşürmek, bana göre dünyanın en büyük acılarından biri. Ama geçti mi, arkana dönüp bakınca büyük bir sınav vermiş gibi hissediyorsun. Ben yaşadım, kıvrandım, ağladım, sonunda düştü. Şimdi taşın küçücük kalıntısını saklıyorum, bana hayatın değerini hatırlatsın diye. Eğer şu an böbrek taşı sancısı çekiyorsan şunu bil: yalnız değilsin. Hepimiz geçiyoruz bu yollardan. Bol su iç, sabret, dua et. Sonunda o taş düşüyor ve sen yeniden doğmuş gibi oluyorsun.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar